Hızlı Değişimin Kültürel Ayağı (1)

dugunlerimiz

Sürüp giden yaşamı bütün boyutlarıyla kayıt altına alma imkânımız olsaydı keşke. Değişimin boyutlarını gözlemlemek mümkün olurdu belki de. Sadece kamera ile çekip saklamak değil kastettiğim. Yazıyla, çiziyle, görsel ve işitsel teknolojinin tüm donanımlarıyla. Günlük hayatı, bayramları, düğünleri, sevinçleri, üzüntüleri… İnsana dokunan ve insanın olduğu her yönüyle. Değişim kelimesini çok kullanıyoruz. Ancak gerçek değişimin farkında mıyız acaba? Kültürel değişim ne durumda? Özellikle gelenek ve göreneklerimizdeki başkalaşma, bozulma ve giderek yabancılaşmayı düşündük mü hiç? Bu yazıda toplumun en önemli kurumu olan ailenin temelinin atıldığı düğünlerimiz ile değişimin hızına dikkat çekmek istiyorum, bir nebze de olsa. Araştırmacı ve yazar Ramazan Kıvrak’ın kitabında geniş yer buluyor yöremizin düğünleri. Eski düğünlerimizi çoğu zaman onun satırları ile harmanlayarak yer verip bugün ile karşılaştırmasını sizlere bırakmak istiyorum.

Düğün geleneğimiz zamana, şartlara ve mekâna göre değişiklik göstermiştir. Yaşamın en önemli dönem noktalarından birisi. Hayatın üzerine kurgulandığı bir kurum. Genelde evlilikler bölge içerisinden olurmuş eskiden. Büyüyen, yağızlaşan delikanlıların aileleri askere gitmeden veya askerden gelince kız aramaya başlarlar. Kızların ıstar dokumayı, keçi koyun sığır sağmayı, yoğurt yapmayı, yufka ekmek yapmayı, ekin biçmeyi, tengerek eğirmeyi, halaç bükmeyi bilmesi erkeğe saygıyı öğrenmesi gerekir. Bütün bunları bilen kızlar oğlan tarafları için aranan özelliktir ve öncelikli tercih edilir. Düşündükleri kıza kına gecelerinde oynarken bozuk para çevirirler. O kıza başka talipte varsa para çevirme işi yarışa döner. Bu işten en çok çalgıcılar memnun olur.

Beğenilen kızın evine kız istemeye oğlanın babası, annesi ve hatırlı birkaç kişi gider. Oğlanın anası boş durmaz, kızın topuğundaki kire bakar, ocaklığın temizliğine bakar. Bunları yaparken kız tarafının haberi olmaz. Tengerek eğiren oğlan annesi tengereği düşürür, almak isterken sedirin altlarına çaktırmadan bakar. O arada kızıl kilimin köşesinden altına bakmayı da ihmal etmez. Kız bütün bu ön elemelerden geçerse, oğlan anası kocasına işareti verir. Oğlan babası da beraberindeki hatırlı kişiye işareti verir. Hatırlı kişi kızın babasına; “Allah’ın emriyle, peygamberin gavliyle, kızınız ………………………’ı oğlumuz ……………………..’a istiyoruz” der. Kız tarafı da, “düşünelim bakalım, eşe dosta danışalım, sonra kararımızı veririz” der. Kahvelerini içen oğlan tarafı tekrar bir araya gelmek üzere ayrılır. Kız tarafına akrabalardan eş dost gönderilmeye başlanır. Kızın ve ailesinin gönlü alınmaya çalışılır. Bir süre sonra kız tarafına haber salınır. “Ne zaman gelelim” diye. “Bir vurmayla çam devrilmez” hesabı birkaç kez gidilir, gelinir. Kız tarafı; Allah’ın emriyle, peygamberin gavliyle kızı verdik” der. İki aile arasında ziynet, ev, elek, tarla tokat işleri karşılıklı konuşulur, anlaşılır ve gidiş gelişler artar. Artık etrafa yavaş yavaş duyurulmaya başlanır. İki aile kendi aralarında nişan yaparlar.

Nişandan sonra oğlana arkadaşları sormaya başlar. “Keşkeği ne zaman yiyeceğiz?” diye çünkü keşkek düğünlerin baş yemeklerindendir ve düğünün simgesidir. Yaz ya da güz sonu düğünler başlar. Düğün için iki taraf çarşıya gider ve kıza ve yakın akrabalara yırtım, giyim eşyaları ve ziynetleri alınır. Okuluk için eşyalar alınır. Okuluk davetiye anlamındadır. Okuluk olarak sabun, kibrit, çorap, havlu, atlet, gömlek, basma ve kumaş alınır. Oğlan tarafı düğünden önce bir gece yakınlarıyla kız evine gider, pusadı verir. Pusat heybeyle götürülür. Pusatta; gelin adayının giyimi ve akrabalarına hediye edilecek elbiseler vardır. Buna heybe verme de denir.

Düğün hazırlıkları başlamıştır artık. Köylüler eşekleriyle düğün odununa giderler. Düğün odununa onlarca hatta yüzlerce insan katılır, düğün odunu getirilir. Kız tarafına da birkaç yük odun ve bir de keçi gönderilir. Keşkeklikler hazırlanır. Yaylalardaki elma bahçelerinden hazırlanan kaklar ayıklanır. Evler temizlenir. Düğün için tutulan davulcu, zurnacı ve delbekçiler Cuma günü ikindi vakti gelir. Düğün evinin her taraftan görülebilecek bir yerine bayrak asılır. Çocuklar düğün yerine koşuşturmaya, erkek ve kadınlarda düğüne hazırlık yapmaya başlar. Arap oyunu gibi yarenlikler için isim tespiti yapılmaya başlanır…

Hazırlıklar devam ede dursun düğünün biz bitirelim burada. Haftaya bırakalım düğünü. Tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık