“Bak Sen Şu İran’a”

Ne zaman ABD uçakları, ülkemizin çok değerli karar vericilerinin teveccühü ile, halkı Müslüman ülkeleri bombalamaya gelse böyle oluyor. Yani bu filim vizyona giriyor. Otuz yılı aşkındır uçaklarıyla bize bin bir zahmet lütfedip dünyanın ta öte tarafından demokrasi, barış ve özgürlük getiren stratejik ortağımız(!) ABD’nin henüz getirdiklerini Afganistan ve Irak’ta göremesek te gelişlerini sevinç gözyaşlarıyla karşılayanlar var. Dedim ya onlar gelince bizim şahane ulusal basınımız ve çok nüfuz sahibi derin hocalarımızın hedefi İran oluveriyor. Başlıyor hemen paketlenmiş hazır cümleler: “İran İsrail’den de betermiş. Gizli gizli işler çevirmekteymiş. Ortadoğu’da karışık işlerin arkasında aslında hep onlar varmış, Şii’ymişler zaten” filan. Bunları yazarken peşin söyleyeyim. İran’cı falan değilim. Hiç olmadım. Irak, Suriye, Pakistan vs. halkı Müslüman olan ülkeler ne ise İran’da odur benim için. Ve şu soruyu da sorarım: Ülkemizde teröre her gün bu kadar kurban verilmeye devam ederken, kavgalı ve sorunlu olmadığımız komşu ülke kalmamışken bir de İran cephesi açmaya çalışmanın kime faydası olacak?

Azıcık arşiv bilgisi olan, ülkemizde ve etrafımızdaki ülkelerin kronolojisine göz gezdiren görecektir. BOP, MOP saçmalıkları falan bir tarafa, envai çeşit güzellemeler, olsa da ülkemizin etrafındaki ülkeler bir bir düşürülmektedir. Afganistan, Irak, Suriye. Bu üçünde istenilen netice alındığında sıra İran’a ve sonrasında Türkiye’ye gelecektir. Bunları derken bu ülkelerin önceki yönetimleri iyiydi güzeldi falan demiyorum. Onlar da zaman zaman sekteye uğrasa da ABD ve avanesinin başını çektiği siyonizme işbirlikçilikten ödün vermemişlerdir. Ancak Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra malum sömürü odakları taktik değiştirerek doğrudan bu ülkelere müdahale etmeye başlamış ve yeni haritalar çizmenin peşinde düşmüştür. Nihai hedefleri daha önce defalarca yazmış olduğumuz gibi arzı mevud yani büyük İsrail’i kurmaktır.

İncirlik’e inen ABD uçaklarının daha önce defalarca yaptıkları gibi masum sivilleri de (yanlışlıkla, nasıl oluyorsa) katlettiği haberleri gelmeye başladı. Tarihçi, yazar Ekrem Şama’nın sorduğu soruların bazılarını biz de soralım o zaman muhataplarına;

Afganistan’da terörü önleyip demokrasi kuracağız dediler. 12 yıldır katliam üstüne katliam yapıp ülkeyi mahvetmelerine rağmen, terörü önleyip demokrasiyi kurdular mı?

Irak’ta kimyasal silahlar var, yerlerini biliyoruz, bulup yok edeceğiz dediler, buldular mı?

Irak’ta terörü bitireceğiz, teröristleri yok edeceğiz dediler, 10 yıl katliam yaptılar, tecavüz ettiler. Temizlemek şöyle dursun, teröristlerden ordu kurmadılar mı?

İşgal etmeden önce size “toprak bütünlüğüne saygı” sözü verdiler. Peki, saygı duyup, Irak’ın toprak bütünlüğünü muhafaza ettiler mi?

Irak’ta sizin olmazsa olmaz dediğiniz kırmızı çizgileriniz vardı. Bunlara dair sözler vermişlerdi. Bu sözlerini tuttular mı?

Her seferinde Özal’ın meşhurlaşan ifadesiyle belirttiği gibi “bir koyup üç alacağız” gerçek oldu mu, yoksa üçün biri bile alınamadı mı?

Arap ülkelerine bahar getireceğiz, bizi destekleyin dediler. Hatta bahar gelince sizin demokrasi ve laiklik modelinizi bu ülkelere ihraç etmenizi sağlayacağız, model ülke olacaksınız dediler. Sudan’a, Çad’a, Mısır’a, Tunus’a, Cezayir’e, Suriye’ye, Yemen’e, Filistin’e bahar geldi mi?

Libya’da dikta rejimine son vereceğiz, demokrasi kuracağız dediler, katliam yaparken kendilerini sizin kararınızla Mehmetçiğe korutturdular, sizin bavullar dolusu dolarlarınızı iç ettirdiler. Sözlerini tuttular mı?

Suriye’ye demokrasi getireceğiz, Zalim Esed rejimini yok edeceğiz, sizin tasvip edeceğiniz kişi ve gurupları iktidar yapacağız, dediler, sözlerinde durdular mı?

Sınırlarınızı açın, mültecileri alın, size yardım edeceğiz, sorunu kısa sürede çözeceğiz dediler, şimdi sırtımızda devasa sorunlarla belimiz bükülüyorken, yardım edip taşın altına ellerini sokuyorlar mı?

Size terörü bitirmeniz için doğru, hızlı ve canlı istihbarat sağlayacağız dediler, sağlayıp da terörü bitirttirdiler mi?

Anlaşılan; bu ve benzeri soruların cevabını veremeyen nüfuzlu hocalarımız ve entel yazarlar tayfası maalesef 12 yıldır birlikte olup ta bir anda vebalı ilan ettikleri ABD’de ikamet etmekte olan hocanın etkisinden tam kurtulamamışlar. Yayın organlarıyla ve özellikle çevirdikleri malum dizide yıllardır acem uşağı diye alaya aldıkları, kendi ağır sanayisini, otomobilini, silahını vesair yapmış İran’a o dizinin argümanlarıyla cephe açmaya çalışıyorlar. Allah akıl, fikir, izan versin. Tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık