Hep Birlikte Yer Değiştirelim

hicret

Geçtiğimiz pazartesi hicri 1435 yılının ilk günüydü. Miladi yılbaşlarında görmeye alıştığımız, alıştırıldığımız görüntüler yaşanmadığı için yeni bir yıla girildiğinden çoğu kimsenin haberi bile olmadı. Sürüp giden hayatlar miladi takvime göre ayarlanmış. Hicri takvimi takibi gerektirecek bir ihtiyaç da olmadığına göre kim merak eder hicri yılı! Biz bahsedelim. Hicri (Kameri) takvim; Peygamber Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicretini başlangıç olarak alan ve ayın dünya çevresinde bir turunu esas alan takvim sistemidir. Muharrem ayı hicri takvimin ilk ayıdır. Muharrem ayını Safer ayı takip eder. Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayı ile on ikiye tamamlanır.

Hicri günler akşam vaktinin girmesi ile başlar ve biter. Günün önce gecesi sonra gündüzü yaşanır. Büyüklerimizin Perşembe akşamlarına “Cuma Akşamı” demesi bundandır. Kurban bayramında teşrik tekbirlerinin dördüncü gün ikindi namazıyla son bulması da buradan kaynaklanmaktadır. Hicri yıl başlangıcına istinaden teknik bilgiler bunlar iken, işin önemli kısmı mana tarafındadır. Hicri yılın devrinde en önemli hadise hicret hadisesidir. Peygamberimizin öncülüğünde zulüm ve işkenceler altında dayanılmaz hale gelen Mekke’den Medine’ye yapılan göçün, Muhacir ve Ensar’da hayat bulmasıdır. Sıradan bir yer değiştirme değildir elbette. İyiye, güzele, doğruya ve Hakk’a doğru bir gidiştir. Mahmut Toptaş hocamızın ifade ettiği gibi;

“İnkârlardan imana, şüphelerden yakiyne, isyanlardan itaate, günahlardan sevaplara hicret. Nefretten sevgiye, başıboşluktan çalışmaya, eli boşluktan hediyeye, cimrilikten cömertliğe hicret. Aşağılamaktan yüceltmeye, alaya almaktan ciddiye almaya, kirlenmekten ve kirletmekten temizliğe, bozgunculuktan düzelticiliğe hicret, kötülüklerden iyilikleri yaymaya, ihanetten güven vermeye, döneklikten adamlığa, zalimin gölgesinden mazlumun arkasına hicret. Dövmekten sevmeye, almaktan vermeye, yük olmaktan yük taşımaya, gönül karartmaktan aydınlatmaya hicret, cehaletten ilme, kabalıktan nezakete, incitmekten gönül almaya, yıkmaktan yapmaya hicret. Zorlaştırmaktan kolaylaştırmaya,
Nefret ettirmekten sevdirmeye, ayırmaktan kavuşturmaya, sırt dönmekten kucaklaşmaya hicret. Lafebeliğinden sözün sultanı olmaya, yalana kulak tıkamaya her iyi sözü duymaya, en güzeline uymaya gönül denizini durultmaya hicret. Acı dilden tatlı dile, asık surattan güler yüze, katılıktan yumuşaklığa, kin bilemekten affetmeye hicret. Haramlardan helallere, korkaklıktan yiğitliğe, düşmanlıktan dostluğa, kabalıktan inceliğe hicret. Edepsizlikten edebe, gafletten zikre, eyyamcılıktan fikre, bencillikten bizcilliğe hicret. Haksızlıktan Hakka, halktan Hakka, zulümden adalete, acımasızlıktan insafa hicret. Hayırlı işlerde en öne, kötü işlerde en sona, dostlukta her yöne, hayırlı hizmette her yere hicret. Parçalamaktan birleştirmeye, ara bozuculuktan arabuluculuğa, karanlıktan aydınlığa, tehditten teklife hicret. Sabırsızlıktan sabra, selamsızlıktan selama, saygısızlıktan saygıya, kaygısızlıktan ilgiye hicret. Yağcılıktan  dürüstlüğe, kibirden tevazua, gıybetten iyilikleri yaymaya, iftiradan doğruya hicret. Kötü zandan araştırmaya, teşhircilikten ayıp örtmeye, üzücülükten özeyiciliğe, şımarmaktan olgunluğa hicret. Kötü huylardan iyilere, huysuzluktan uysallığa, hastalıktan sağlığa, doymazlıktan gönül doygunluğuna hicret”tir.

Hicri 1435 yılının iç ve dış dünyamızda büyük yer değişikliklerinin yaşandığı, sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir yıl olması dilekleriyle, yeni yazılarla buluşuncaya kadar hoşcakalın.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık