Büyükşehir Tasarısı Üzerine (3)

Büyükşehir yasa tasarısı üzerine başladığımız yazı dizimizin üçüncüsü ile siz kıymetli okurlarımız ile birlikteyiz. Başlığımızda tasarı ifadesi yer alsa da artık büyükşehirler ile ilgili sürecin meclisteki kısmı tamamlanmış ve yasa haline gelmiştir. Cumhurbaşkanının onay vermesi halinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girecektir. Bu yazımızda yeni büyükşehirlerin ve ilçelerin kurulması yanı sıra yerel yönetimlerle ilgili büyük değişiklikler getiren yasa üzerine şahsi değerlendirmelere yer vererek yazı dizisini bitirelim.

Tasarının geneline bakılarak özet bir değerlendirme yapıldığında bir bütün olarak olumlu ya da olumsuz olarak nitelendirmek doğru olmaz. Bir maddesini dikkate alıp toptancı yaklaşımlar getirilmemeli. Ülkemizde meşhurdur, bir uç örnek alınır ve destek ya da karşıtlık bunun üzerinden geliştirilir ve genelleme yapılır. Yasanın getirdiği değişiklikleri kısa başlıklar halinde yorumlamak mümkündür. Yeni büyükşehir belediyelerinin ve yeni ilçelerin kurulması yerinde bir karardır. Nüfusu artan yerleşim yerlerinde bu ihtiyaç dile getiriliyordu. Büyükşehir sınırlarını mülki sınırlar olarak genişletmek isabetli olmamıştır. Bazı illerimizin coğrafi ve fiziki koşulları büyükşehir belediyeleri aracılığıyla hizmet üretilmeye müsait değildir. Her ne kadar büyükşehirlerin birimleri en uç yerleşim yerlerine kurulacak olsa da şu ana kadar hizmetin ulaşmasında gözden ırak olanların durumu ortadadır. Vatandaşın büyükşehir yöneticilerine seçimler yoluyla gelmeyen hizmetin hesabını soracağını söylerseniz, seçimlerin beş yılda bir olduğunu hatırlatıveririm. Köylerin kaldırılması ile birlikte küçük bazı sıkıntılar oluşacaktır. Köy muhtarlıklarının kaldırılması ile yerine geçecek mahalle muhtarlığının yetki ve sorumluluklarının sınırları belli değildir. Tüzel kişiliklerinin olmaması başka sıkıntılar oluşturacaktır.

İl özel idarelerinin kaldırılması uygulamada var olan merkezi yönetim birimleri ile il genel meclisleri arasındaki süregelen çekişme ve çatışmaların bitmesi anlamında yerinde bir değişiklik olacaktır. Yatırım İzleme ve Koordinasyon başkanlıklarının kurulması etkili bir yapılandırma sistemi oluşturulabilirse yatırımların takibi ve koordinasyon açısından önemli bir boşluğu dolduracaktır. Valilerin başkanlığın sevk ve idaresi ile görevlendirilmesi ise merkezi hükümetin yerel yönetimler üzerindeki gücünü arttıracaktır.

Sonuç olarak, asıl olan kâğıt üzerindeki metinler değil arazideki uygulamalardır. Umarız yasa beklentileri karşılar ve nihayetinde milletimizin faydasına olur. Fethiye özelinde büyükşehir olma ne getirir ne götürür konusunda ise kısaca iki cümle ile özetleyebilirim. Fethiye; büyükşehir belediye başkanını Fethiye’den seçtirebilme, genel sekreteri ve yardımcılarını bu bölgeden atatabilme ve birikimli meclis üyelerini büyükşehir meclisine gönderebilme oranında kazanım sağlayacaktır. Yıllardır var olan anlayış sürerse, yapılacak tünellere akıl parası vermeye ve hizmetleri uzaktan seyretmeye devam eder. Haftaya yeni konularla tekrar buluşuncaya kadar sağlık ve mutlulukla kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık