Faydasız Uğraşlar

Çoğu kez yazıya başlarken yaptığım gibi, bugün de siz kıymetli okuyucularımıza teşekkür ederek başlamak istiyorum. Yazmak ve okumak birbiriyle konuşmak ve dinlemek gibi doğrudan bağlantılı. Dinleme olmazsa konuşmanın bir anlam ifade etmeyeceği gibi, okunma yoksa yazmanın da geçerliliğinin olmayacağı aşikârdır. Görüş, eleştiri ve önerilerini ileten okurlarımıza minnettarım. Her hafta sizlere ulaşmamızda önemli pay sahibi olan gazete çalışanlarımız ve yönetimini unutmadan geçmeyelim. Sağolsunlar, varolsunlar.

Güncel olaylara ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra, ara ara, bilerek ve isteyerek sizlerle orijinal, ibretlik en önemlisi de mesajı net veren hikâyeler paylaşıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda bir yazımıza, “Gün geçmiyor ki bir gariplik yaşanmasın!” başlığını vermiş ve sıra dışı, garip olaylardan bahsetmiştik. Galiba bu sözü sık sık tekrar edeceğiz. Garip işler yapanları, yapmaya çalışanları görünce hepimizin kolayca hatırlayacağı bir hikâye var. Bu arada, “kimden, neyden bahsediyorsun” diye sormayı düşünenlere, şimdiden söyleyeyim. Hiç gazete okumuyor, haber seyretmiyor musunuz? Neyse, buyurun; Fatih Sultan Mehmet olarak ta anlatılan hikâyemize geçelim.

Kanuni Sultan Süleyman, düğünlerde yetenekli kişilerin gösteri yapmasını çok severmiş. Şimdilerde televizyonlarda gösterilen yetenek yarışmaları gibi olsa gerek. Yine bir gün, bir düğünde İstanbul’a Osmanlı ülkesindeki bütün cambazlar, madrabazlar, ateş üfleyenler vesaire vesaire hepsi doluşmuşlar. Kanuni gösterileri zevk ile izlemiş. Birinciye de ihsanlarda bulunacakmış. Bir adam varmış, dikiş iğnesini 5 metre uzağa koyuyor, dikiş ipini 5 metre uzaktan atıp iğnenin deliğinden geçiriyormuş. Kanuni bunu görünce hayretler içerisinde kalmış:

-Tesadüfen attı. Böyle bir şey mümkün değil, demiş. Adam gösterisini bir daha yapmış. Dikiş ipliği yeniden 5 metre uzaktaki iğneni deliğine girmiş. Kanuni şaşkınlık içerisinde:

-Bir daha yap bakalım, demiş. Üçüncü denemeyi ayakta seyreden Kanuni, katıla katıla gülmüş ve şu meşhur emrini vermiş:

-Bu adama 100 altın verin, 100 de sopa atın.

Adam şaşkın:

-Padişahım 100 altını anladık ama neden 100 sopa? Kanuni cevabını hemen vermiş:

-100 altın maharetin için, helal olsun! 100 sopa da boş işler ile uğraştığın için. Bu da bana helal olsun. Bre adam, başka işin mi yok? Neye yarayacak bu yaptığın?

Guinness rekorlar kitabı var malumunuz. Akla hayale gelmeyecek işler yapılıyor o kitaba girmek için. Bunları görseydi ne derdi acaba büyük padişah? Sahi siz ne diyorsunuz? Yeni yazılarda buluşuncaya kadar hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık