Yemişim Sizin Demokrasinizi!

Ülkemiz politik tarihi açısından önemli bir yere sahip olan 7 Haziran seçimleri tamamlandı. Birkaç aydır yoğun bir şekilde yaşanan seçim mesaileri bitti. Bundan sonraki süreç hükümetin kurulması olacak. Seçim sonuçlarına göre malum tek başına bir parti hükümet kuramıyor. Hükümeti kurmak için gereken 276 milletvekiline en yakın parti 13 yıldır tek başına ülkeyi yöneten geçen dönemin iktidar partisi. Muhtemelen meclise giren diğer üç partiden birisi ile koalisyon yaparak devam edecek. Her ne kadar ilk açıklamalarda biz şunla yapmayız, bunlarla bir araya gelmeyiz dense de, merak etmeyin bu ülkede olmaz diye bir şey olmaz. Sadece bazı şeyler alıştıra alıştıra, yavaş yavaş yapılır. Şöyle birkaç seçim geriye doğru giderseniz, seçimlerde neler söylenip bugün neler yapıldığını görebilirsiniz. Arşiv denilen şey asıl bu analizleri yapmak için vardır.

Seçim sonuçları üzerine derin bir değerlendirme yapmaya gerek yok. Zira bu şekilde bir meclis aritmetiği olacağı çok önceden belliydi. Toplum mühendisleri, son zamanlardaki moda tabiri ile ‘üst akıl’ kurguyu aşağı yukarı bu şekilde yapmış ve gelişmeleri buna göre yönlendirmeye çalışmaktaydı. Beklemedikleri şey ise milletvekili dağılımı oldu. Ülkenin bir bölgesi üzerinden ırka dayalı politika üreten parti %10 bandının fazlaca üzerine çıkıp milletvekili sayısını 80’e çıkardı. Aslında, 12 yıldır birlikte olunup 17/24 Aralık ile son bulan sürecin benzeri oldu. 13 yıldır doğudan gelen destek bir anda kesiliverdi. Doğuda bunlar olurken batıda da listelerin faturası ağır oldu. Bu bölgede, politikasının ağırlıklı omurgasını ırk üstünlüğü oluşturan diğer parti vekillerin çoğunu kapıverdi. Bundan sonraki süreçte çokta yeni bir şey olmayacaktır.

Sağlıklı bir seçim sisteminin olmadığı ortamda, seçim sonuçları için “hayırlı olsun” demek, hoş bir temenniden öteye gitmeyecektir. Arızalı ve ülke koşulları ile uyumsuz bir siyasi partiler kanunu ile yapılan seçimlerin sonuçlarını “milli irade”, “halkın tercihi” falan gibi ifadelerle meşrulaştırmaya çalışmak çok ciddi bir mizahi(!) durumdur. Hele hele, tamamıyla demokraturun olduğu bir sistemi “demokrasi” falan gibi kelimelerle süslemek daha da komiktir. Milletvekili aday belirleme şekli ortada. Listeler nasıl yapılıyor belli. Hadi onu da geçin, şu milletvekili dağılımının yapıldığı D’Hondt yöntemini kaç partili biliyor? Neyse uzatmayalım. Politik safsataların içinde boğulmuş “siyaset yapıyorum” zannedenlerin olduğu bir ortamda söylenecek tek söz var: “yemişim sizin demokrasinizi!”

Yeni yazılarda tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Yukarı Çık