Mübarek Ramazan ayı, on bir ayın sultanı olarak tüm güzellikleriyle yaşanmaya başlanmasıyla birlikte insanları huzura, barışa yardımlaşmaya ve mutluluğa sevk ediyor. İnsanların olumlu olarak etkilendiği bu müstesna ayda insan görünümlü canavarlar ise tam tersine daha da azgınlaşmaya devam ediyor. Irkları, dilleri ve dinleri farklı ama yaptıkları zulüm aynı. Çocuk, kadın, genç demeden masum insanların, özellikle Müslümanların kanını dökmek. Kuvvetin zalimin elinde nelere sebep olabileceğinin en acı örneklerinin yaşandığı Arakan’dan gelen haberler insani vasıfları zedelenmemiş herkesin yüreğini burkacak cinsten. Güneydoğu Asya’da Myanmar’ın (eski adıyla Burma) batısındaki Arakan bölgesindeki Müslümanlar Budistlerin zulmü altında akıl almaz işkencelere maruz, yaşam mücadelesi veriyor.
Uzun süredir sistematik bir soykırıma maruz kaldığı bildirilen Arakan’lı Müslümanlar gün geçtikçe artan tecavüzler, diri diri yakılmalar, toplu sürgün ve katliamlarla ülkelerini terk etmeye zorlanırken bu kan donduran katliamlar ve insanlık dışı zulümler karşısında dünya ve özellikle BM vb. teşkilatlar ne yapıyor dersiniz? Söyleyeyim. Her zaman olduğu gibi derin bir sessizliğe gömülmüş durumdalar. Müslüman teşkilatlar da şimdilik sade suya tirit çıkışlarla yetinmiş vaziyetteler.
Hazin durumu Milli Gazete yazarı Mustafa Özcan özetlemiş. “Katliamlar Arakan’da yıllardan beri devam ediyor. Dünya seyirci kalıyor çünkü Müslüman kanı ucuz ve sahipsiz. Bu olayların temel nedeni Müslümanların temel merkezli birlik ve beraberlik içerisinde olmamasıdır. Dağınık yapının caydırıcılığı yok. İslam Konferansı, Arap Birliği gibi birlikler kâğıt üzerinde var. Türkiye’den sivil toplum kuruluşlarından zaman zaman yardım gidiyor ama yetmiyor. Bugün dünyada en kötü mülteci kampı Arakan’dır. Ben gittim gördüm. O kadar kötü şartlarda yaşıyorlar ki anlatmak mümkün değil. Tabiri caizse hayvan bağlasanız durmaz. İçler acısı bir durum. Müslümanlar katliamdan kaçıp Bangladeş’e sığınmak istiyor ama Bangladeş de fazla mülteci istemiyor. Bangladeş’te mülteci kampına gittiğiniz zaman mültecileri saklıyorlar oraya kontrollü bir şekilde götürüyorlar. Bangladeş Burma’dan toprak kiralayıp orayı değerlendirmek istiyor. Burma’nın kendisine muhtaç olduğunu görüyor. Burma kapalı bir ülke olduğu için dünyaya sesini duyuramıyor. Dünya siyasi iradesi çok düşük. Uzun yıllardan beri askeri cuntanın sözü geçiyor. Batı mültecilere değil Burma’daki muhaliflere sahip çıkıyor. Arakan’da gıda sıkıntısı da var. Nehirden elde ettikleri ürünlerle geçinmeye çalışıyorlar. Ancak gıda ihtiyaçlarını karşılamaları mümkün değil.”
Arakan ile ilgili daha fazla sağlıklı bilgi almak isterseniz, İnsani Yardım Vakfı İHH’nın Arakan Raporunu tavsiye ederim. İHH’nın www.ihh.org.tr sitesinde bulabileceğiniz raporda özellikle insan hakları açısından mevcut durumun anlatıldığı bölüm fazla söze gerek bırakmıyor. Mübarek Ramazan ayında, tüm insanlık için yaşanabilir bir dünya duasıyla bitiriyorum. Haftaya buluşuncaya kadar sağlık ve mutlulukla kalın, hoşcakalın.
Madem orada bahsettiğiniz gibi bir vahşet varsa TÜRKİYE bu duruma neden seyirci kalıyor?Yani ben anlayamıyorum TÜRKİYE Suriyede yaşanan vahşeti bir numaralı gündemine alabiliyor da Burmada’dakini neden alamıyor ya da almıyor?
Madem orada bahsettiğiniz gibi bir vahşet varsa TÜRKİYE bu duruma neden seyirci kalıyor?Yani ben anlayamıyorum TÜRKİYE Suriyede yaşanan vahşeti bir numaralı gündemine alabiliyor da Burmada’dakini neden alamıyor ya da almıyor?
Madem orada bahsettiğiniz gibi bir vahşet varsa TÜRKİYE bu duruma neden seyirci kalıyor?Yani ben anlayamıyorum TÜRKİYE Suriyede yaşanan vahşeti bir numaralı gündemine alabiliyor da Burmada’dakini neden alamıyor ya da almıyor?